Ottoman » Turkish  |
Top  |
AB-DEST |
f. Namaz ve sair dini ibadetler için usulüne uygun olarak, el, ağız, burun, yüz, dirseklere kadar kolları ve
topuk kemiği üzerine kadar ayakları üçer defa yıkamak ve kulaklara, başa ve enseye meshetmektir. *
Azarlama, paylama. |
|
|
|
Ottoman » Turkish Indirect results |
Top  |
AHEN-DEST |
f. Demir elli, eli demir gibi olan. |
|
ÇERB-DEST |
f. Eli işe yatkın. Sür'atli, eli çabuk. |
|
ÇİRE-DEST |
f. Becerikli, eli işe yatkın olan. |
|
DERD-DEST |
Elde. Elde etmek, yakalamak, tutmak. Ahz. * Yapılmakta ve rüyet edilmekte olan. |
|
DEST |
(C.: Düsut) Dört bucaklı yastık ve elbise. * Hile. |
|
DEST |
f. El, yed. * Mc: Kudret, fayda, nusret, galebe. * Düstur. * Tasallut. * İkmâl. * Âlî makam. Meclisin şerefli yeri. |
|
DEST Ü PÂ(Y) |
El ve ayak. |
|
DEST-ALAY |
f. Bulaşık el, bulaşmış el. |
|
DEST-BE-DEST |
f. Elden ele, el ele. * Peşin satış. * Birbirine bitişik olan. |
|
DEST-BESTE |
f. El bağlamış, eli bağlı. |
|
DEST-BUS |
f. El öpme. |
|
DEST-BÜRD |
f. Kuvvet, kudret. * Üstünlük, zafer, muvaffakiyet. |
|
DEST-DİRAZ |
f. El uzatan, zulmeden. * Sarkıntılık etme, el uzatma. |
|
DEST-ERRE |
El bıçkısı. Testere. |
|
DEST-GÂH |
f. İş yeri, tezgâh. * İktidar, servet, kuvvet. |
|
DEST-GİR |
f. Muavenet. Arka olmak. Tutucu, yardımcı, muin. Zahir. |
|
DEST-GÜŞA |
f. Avuç açan el açan. |
|
DEST-GÜZAR |
f. İmdada yetişen, yardım eden, yardımcı. |
|
DEST-HUŞ |
f. Oyuncak. |
|
DEST-İ GAYBÎ |
f. Görünmez el, inâyet-i İlâhi. * Mc: Allah'ın yardımı. |
|
|
|