Osmanlıca » Türkçe  |
Yukarı  |
DARB |
(C.: Dürub) Kapı, bâb. * Büyük, geniş sokak. * Dâr-ı İslâmla dâr-ı harp arasında olan sınır ve hudut. |
|
|
DARB |
(C.: Durub-Edrub) Vurmak, vuruş, çarpmak. * Beyan etmek. * Seyretmek. * Nev, cins. * Benzer, nazir. * Eti
hafif olan. |
|
|
Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
DARB-I HİYÂM |
Çadır kurma. |
|
DARB-I MESEL |
Misâl olarak söylenen meşhur söz. Bir hâdiseye binaen söylenen hikmetli söz. Ata sözü. |
|
DARB-I SİKKE |
Para basma. |
|
DARB-I UNK |
Boyun vurma. |
|
DARB-ZEN |
f. Mâdeni levhalar üzerine kabartma olarak nakışlar işleyen. * Kale döven. |
|
HÂSIL-I DARB |
Mat: Çarpım. Çarpmak işinin neticesi. 5 sayısı 2 sayısıyla çarpılırsa, çıkan 10 sayısı, hâsıl-ı darbdır. |
|
|
|