| ATEŞ-PARE |
f. Ateş parçası. Ateş gibi. * Mc: Çok zeki, çok akıllı. * Durup dinlenmeyen. |
|
| CİĞER-PÂRE |
f. Sevgili yavru, evlâd. |
|
| ELMAS |
Çok kıymetli, beyaz, şeffaf mâden. Cevher. Kıymetli taş. (En saf karbondur.) |
|
| ELMAS |
Küçük kaşlı olan. |
|
| ELMAS-RİZE |
Elmas kırıntısı, döküntüsü. |
|
| ELMAS-TIRAŞ |
Elmas gibi yontulmuş olan makbul bir cam, kristal. |
|
| GÜHER-PARE |
f. Mücevher parçası. |
|
| HAŞEB-PARE |
f. Tahta parçası. Yonga. |
|
| HAZEF-PARE |
f. Çanak çömlek parçası, kırığı. |
|
| HEYZÜM-PÂRE |
f. Odun parçası. |
|
| KAVS-PARE |
f. Küçük yay, küçük kavs. |
|
| NEMED-PÂRE |
f. Keçe parçası. |
|
| PARE |
f. Cüz, parça. Kesinti. * Para. Kuruşun kırkta biri. * Kur'an-ı Kerim'in otuz kısmından bir kısmı, bir cüz'ü. * Sayı,
bölük. * "Parça" mânâsına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Meh-pâre $ : Ay parçası. * Güzel.
Yek-pâre $ : Tek parça, bir parça. |
|
| PARE-DUZ |
f. Eskici, yamacı. |
|
| PARE-PARE |
f. Parça parça. |
|
| ŞAHM-PARE |
f. İç yağın bir parçası. Bir kısım iç yağı. |
|
| ŞEMS-PARE |
f. Güneş parçası. * Mc: Çok parlak. |
|
|