• sözlük
  • dictionary
  • wörterbuch
  • çeviri
Genel Arama
Çeviri
Eski Arayüz
Web Arama
KELİME
     

Google Translate
KELİME
     
Dil Seçimi
»
|

Osmanlıca » Türkçe Yukarı
HABER Hâriçten insanın fikrine intikal eden ilim. * Yeni havadis. Ağızdan ağıza nakledilen söz. * Peyam. Peygam. Nebe'. İlim ve malumat. Bilgi. * Hadis, Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm'ın sözü. * Edb: Hâdiseyi bildiren fiil veya cümle. * Gr: Müsned. Mübtedanın mukabili. Bir isme yakıştırılan sıfat. Allah büyüktür cümlesinde: Allah, mübteda; büyüktür, onun haberidir. Bu, mübteda ise beraber tam bir cümle teşkil eden; merfu' bir isim, fiil veya cümle olabilir. (Bak: Müsned)
HABER Berelenme, yaralanma. Çürüme.

Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
BÂ-HABER Haberi olan, haberli. * Zeki, akıllı. * İhtiyatlı, tedbirli.
BÎ-HABER f. Habersiz, bilgisiz.
HABER-İ KÂZİB Yalan haber.
HABER-İ MEŞHUR Bidayette râvisi mahdut iken sonraki devirlerde, yalan üzere ittifakları muhal olan bir cemaat tarafından nakledilegelen makbul hadistir. (Ist. Fık.K.)
HABER-İ MÜTEVATİR Birçok kimselerin çokları vasıtası ile rivâyet ettikleri hadis.
HABER-İ SÂDIK Doğru haber. Hz. Peygamber'in (A.S.M.) sözü. Hadis.
HABER-İ VÂHİD Bir sahabeden, bir kişiden veya bir koldan gelen sahih hadis. (Bak: Mütevatir)