Osmanlıca » Türkçe  |
Yukarı  |
SOHBET |
Konuşma, sevdiği kimselerle yapılan toplantı. * Birlikte oturup tatlı tatlı hakikat üzerine konuşmak.(Sohbet-i
Nebeviye öyle bir iksirdir ki; bir dakikada ona mazhar bir zât, senelerle seyr ü süluka mukabil hakikatın
envarına mazhar olur. Çünkü sohbette insibağ ve in'ikâs vardır. Malumdur ki; in'ikâs ve tebaiyyetle o nur-u
âzam-ı Nübüvvetle beraber en azim mertebeye çıkabilir.Nasılki, bir sultanın hizmetkârı ve onun tebaiyyeti ile,
öyle bir mevkiye çıkar ki, bir şah çıkamaz. İşte şu sırdandır ki, en büyük veliler sahabe derecesine
çıkamıyorlar. Hattâ Celâleddin-i Süyuti gibi, uyanık iken, çok def'a sohbet-i nebeviyeye mazhar olan veliler,
Resul-i Ekrem (A.S.M.) ile yakazaten görüşseler ve şu âlemde sohbetine müşerref olsalar, yine sahabeye
yetişemiyorlar. Çünki: Sahabelerin sohbeti, Nübüvvet-i Ahmediye (A.S.M.) nuriyle, yâni Nebi olarak onunla
sohbet ediyorlar. Evliyâlar ise vefat-ı Nebeviden sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ı görmeleri,
velâyet-i Ahmediye (A.S.M.) nuriyle sohbettir. Demek Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın, onların
nazarlarına temessül ve tezahür etmesi, velâyet-i Ahmediye (A.S.M.) cihetindedir; Nübüvvet itibariyle değil.
Mâdem öyledir; nübüvvet derecesi, velâyet derecesinden ne kadar yüksek ise, o iki sohbet de o derece
tefavüt etmek lâzım gelir.Sohbet-i Nebeviye ne derece bir iksir-i nurâni olduğu bununla anlaşılır ki: Bir bedevi
adam; kızını sağ olarak defnedecek bir kasavet-i vahşiyânede bulunduğu halde gelip, bir saat sohbet-i
Nebeviyeye müşerref olur, daha karıncaya ayağını basamaz derecede bir şefkat-i rahimaneyi kesbederdi.
Hem câhil, vahşi bir adam, bir gün sohbet-i Nebeviyeye mazhar olur; sonra Çin ve Hind gibi memleketlere
giderdi. Mütemeddin kavimlere muallim-i hakaik ve rehber-i kemâlât olurdu. S.) |
|
|
|
Osmanlıca » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
HEM-SOHBET |
f. Birbiriyle konuşan, sohbet eden, arkadaş. |
|
SOHBET-İ İHVAN |
Din kardeşleri ile faydalı hakikatlar üzerine sohbet etmek.Resül-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm buyurmuştur
ki: Üç şey müstesna, dünyada rahat yoktur:1- Tilâvet-i Kur'an2- Münacat-ı Rahman3- Sohbet-i İhvan. |
|
|
|