almak |
Bir şeyi veya kimseyi bulundugu yerden ayirmak * Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulundugu
yerden ayirmak, kaldirmak * Yaninda bulundurmak * Birlikte götürmek * Satin almak * Ele geçirmek, fethetmek *
Içine sigmak * Kabul etmek * Kendine ulaştirmak, iletilmek * Içeri sizmak, içine çekmek * (erkek, kadin için) ... ile
evlenmek * Sürükleyip götürmek * Kazanmak, elde etmek * Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak * Bürümek,
sarmak, kaplamak * Kisaltmak, eksiltmek * Yolmak, koparmak * Yerini degiştirmek, çekmek * Temizlemek * (duş,
banyo için) Yapmak; yıkanmak * (içeri) Götürmek * Bir yeri savaşla ele geçirmek * (tat veya koku için) Duymak *
Örtmek, koymak * (süre için) Değiştirmek * ... gibi anlamak * Başlamak * Davranış veya makam değiştirmek *
(içecek veya sigara için) İçmek * Yutmak; kullanmak * (yol için) Gitmek, (mesafe) katetmek * Çalmak * Göreve,
işe başlatmak * Görevden, işten çekmek * Kazanç saglamak * (ölüm sebebiyle) Ayrilmak * Gidermek, yok etmek
* Soldurmak * Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak * (motor) Çalışması için gerekli olan elektrik veya
yakittan yararlanir duruma gelmek |
|
|
|